Evdeki can dostumuzun kusması tatsız ve üzücü bir durum ama sıklıkla başımıza gelebiliyor. Kedimiz kustuğunda ne yapmamız ve nelere dikkat etmemiz gerektiğini onun iyiliği için iyi bilmemiz gerekiyor.
Öncelikle kediler neden kusar dersek, fazla tüy yutmaktan, gıda alerjisine, zehirlenmeden, yabancı cisim yutmaya ya da sindirme problemlerine kadar birçok sebepten dolayı kusabilirler. Buna başka bir yazıda değinebiliriz.
Gelin kedimiz kustuğunda yapmamız gerekenlere bakalım.
5 Adımda Kedimiz Kusarsa Ne Yapmalıyız?
- Öncelikle kusma sebebini tespit etmemiz gerekiyor. Kusmuğuna iyi bir şekilde bakarak içinde yabancı bir cisim olup olmadığına bakın.
Plastik vb. yabancı parçalar görürseniz, geri kalanının vücudunda organlarında tıkanma durumuna karşı acilen veterinere götürmekte fayda var.
Tüy yumakları görürseniz kedinizi daha sık taramanızın ve kedi maltı vermenin zamanı gelmiş demektir. Bloğumuzda kedi tüy sağlığı ve bakımı ile ilgili postumuzu bulabilirsiniz.
Eğer yeni mama değişikliği yapmışsanız ya da farklı bir besin vermişseniz, sebebinin o olma ihtimali çok yüksek. Bazen dostlarımız farklı içeriklere karşı alerji geliştirebiliyorla - Kedinizin kusmuğunda olağan dışı bir şey yoksa, kusma sonrası 2 saat hiçbir şey vermeyin, su ve yemeğini ortadan kaldırın.
2 saat sonunda su verin, az ama sık sık su içmesi susuz kalmaması açısından önemli. - Eğer su içtikten sonra kusmuyorsa, yarım saat sonra midesini rahatlatmak ve olası zehirlenmeye karşı korumak için1 yemek kaşığı yoğurt verin. Yoğurdun -mümkünse ev yapımı- kesinlikle oda sıcaklığında olduğuna çok dikkat edin.
- Eğer hala kusmamaya devam ediyorsa, mamasını ufak ufak porsiyonlarla vermeye başlayabilirsiniz.
- Kediniz su içtikten ya da yoğurt yedikten ya da mama yedikten sonra kusmaya devam ediyorsa, tehlike çanları çalıyor demektir.
Bu noktada kedimizin hareketliliği ve iştahı bizim için en önemli 2 faktör.
Normale göre daha hareketsiz ve halsizse, keyifsiz duruyorsa ve daha da önemlisi verdiğiniz yoğurt, mama vb. şeyleri yemiyorsa ya da istemiyorsa o zaman acilen veterinere gitmeniz gerekiyor.
Eğer yeme isteği yerinde ve hareketli olmasına rağmen kusmaya devam ediyorsa ve 24 saat geçmesine rağmen durmamışsa, yine aynı şekilde acilen veterinere gitmeniz çok önemli. Eğer kusma sıklığı çok sıksa gün geçmesini beklemeden veterinere gitmenizi tavsiye ederiz.
Kedi sahipleri olarak şanslıyız ki; çok küçük oldukları zamanlar hariç kedinizin doğal tuvalet eğitimi bulunuyor. Kedinize tuvalet ve kumu bir kere göstermeniz yeterli oluyor. Kedi tuvaleti için kesinlikle açık yerine, kapalı bir tuvalet seçin. Bu ona rahat bir ortam sağlarken, hem kedi sahiplerinin en büyük dertlerinden biri olan kumun ortaya dağılmasını engelleyecek, hem de koku oluşumunu bir nebze de olsa azaltacak.
Kedi tuvaletine doldurmak için kedi kumu, kumu düzenli periyotlarla temizlemek için kürek almanız gerekecek. En başlarda kedinize daha katkısız ve sade bir kum seçmeye dikkat edin. Çok katkılı, aktif karbonlu, kokulu veya doğal olmayan kumlar kedinize zarar verebilir, mümkün olduğunca doğal kumları tercih edin. Aynı şekilde kalitesiz, çok toz çıkartan kumlarsa kedinizin öksürmesine sebep olabilir, tabi aynı zamanda size de kumu temizlerken oldukça rahatsız edecektir 😊
Kediniz eğer yavru ise büyüyeceğini unutmadan almanız gerekiyor. Özellikle ilk zamanlarda veterinere daha sık götürmeniz gerekebilir. Bu durumda hiç riske atmadan taşıma çantasında taşımak daha mantıklı olacaktır.
Mama ve su için ayrı kaplar almak gerekiyor. Plastik malzemedense seramik veya paslanmaz çelik kullanabilirsiniz. Böylece hem temizliği kolay, hem de sağlıklı bir seçim yapmış olursunuz. Kabın çok derin olmamasına da dikkat edin, kediler mamalarını yerken bıyıklarının kenarlara değmesinden hoşlanmaz, tahrişe yol açabilir.
Kediler çok temiz hayvanlardır, her daim kendilerini yalayarak temiz tutarlar. Neredeyse tüm kediler, kendilerini temizlerken yuttukları bir sürü tüyden ötürü düzenli olarak kusarlar. Bunu engellemek için kedinize düzenli olarak malt verebilirsiniz veya kedi çimi yemesini sağlayabilirsiniz. Böylece sindirimini kolaylaştırarak tüylerin kusmadan vücuttan atılmasını sağlayabilirsiniz.
Kedilerin tüy dökmesini kontrol altına alabilmek için düzenli olarak tüylerini taramak gerekli ve etkilidir. Kedinizi buna ne kadar erken alıştırırsanız o kadar iyi. “Fürminatör” isimli bir çok yerden bulabileceğiniz kedi tarağı bu konuda oldukça etkili, başka bir ürün almayın derim.
Kedinizin tırnakları uzadığında kaşındığı için eşyalarınıza daha fazla tırmalamayabilir, hem de size karşı arada yaramazlık yaptığında sizin canınızı daha fazla yakabilir. Bir yandan da ayak ve ellerinde batma olabiliyor. Kedinizin tırnaklarını 2-3 haftada bir keserek hem kendisine hem de evdeki eşyalara zarar vermesini önleyebilirsiniz. Tırnak kesmek kolay bir iş değil, o yüzden ilk olarak veterinerde sakinse veterinere götürebilir, veterinerinizden öğrendikten sonra evde kendiniz kesebilirsiniz.
Kediler içgüdüsel olarak tırmalamaya ihtiyaç duyar. Bunu bazen dikkat çekmek için, bazen patileriyle koku bırakıp kendi bölgesini belli etmek için yaparlar. Erken zamanlarda alacağınız tırmalama tahtasına alışırsa mobilyalarınızı biraz daha rahat bırakabilir J Biraz daha dedik, çünkü tamamen rahat bırakması çok mümkün değil. Alıştırmak için kedi otlu sprey kullanmayı deneyebilirsiniz. Bizimkisi maalesef alışmadı ama bir çok kedinin de sevdiği bir gerçek.
Kedinizin rahat edebilmesi için kenarları yüksek bir yatak seçebilirsiniz. Yatağı biraz yükseğe, mümkünse camdan dışarısını görebileceği bir noktaya koyarsanız hoşuna gidebilir. Bizim kedimiz gibi yatağı sevmeyen bir kediniz olursa, kış aylarında pencerenin yanında bulunan kaloriferin üzerine sereceğiniz battaniyeye bayılacak, orada uyuyacaktır. Ya da komidin gibi bir şeyiniz varsa, kaloriferin önüne üstünde battaniye ile birlikte koyarsanız yine sevecektir. Ek olarak, odanızda ya da yattığınız yerde yere sereceğiniz pile, battaniye gibi yumuşak dokulu bir malzeme de kediniz için ideal ve ucuz yatak olabilir 😊
Bira, şarap, likör ya da alkol içeren yiyecekler… Alkol de aynı insanlarda olduğu gibi kedinizin ciğerini ve beynini etkiliyor. Kedinizin sizden kat be kat küçük olduğunu unutmayın. Sadece 2 çay kaşığı viski, kendinizi komaya sokabilir ve bir kaşık daha fazlası öldürebilir.
Kedilerimizin az miktarda soğan ya da sarımsak yemeleri bile sindirim sistemi sorunlarına yol açıyor, düzenli yemeleri de kansızlığa sebep oluyor. Belki kedime neden soğan, sarımsak vereyim ki diyebilirsiniz ama Türk yemeklerinde soğan ve sarımsağın rolünün çok fazla olduğunu düşünürsek; maalesef birçok evde hala evde pişen yemek kedilere veriliyor. Bundan olabildiğince kaçınmak gerekiyor
Kedi gördüğünde halkımızın aklına ilk olarak süt vermek geliyor çünkü kediler sütü çok seviyor ve doğru ama kedinize, özellikle yetişkin kedilere, süt vermemelisiniz. Kedilerin de aynı özellikle bazı insanlarda olduğu gibi laktoza karşı toleransı çok az. Yeterli miktarda laktoz enzimlerine sahip olmadıkları için sütü ve peynir türevlerini sindirmekte oldukça zorlanıyorlar. Özellikle orta vadede bir çok sindirim sorununa yol açacaktır.
Üzümler zaman zaman ödül maması olarak kullanılsa da tüm üzümler ve çeşitler sebebi tam olarak bilinmese de kedilerde ciddi böbrek rahatsızlıklarına sebep olmaktadır. Üzüm yedikten sonra tekrarlayan kusmalar ve hiper aktivite tipik belirtilerdir. Bazı kediler hiçbir semptom göstermese de siz yine de kedinizi tüm üzüm çeşitlerinden uzak tutun.
Ton balığı, hamsi, sardalya, midye, istavrit gibi balık ve türevleri her ne kadar kediniz için güzel gözükse de ve kediniz bayılarak yese de, kedinizde sindirim problemlerine yol açabilir, çiğ et ve balıktaki bakteri kedinizi zehirleyebilir ve salmonella hastalığını doğurabilir. Daha da önemlisi kediler için çok kritik olan tiamin (thiamine) eksikliğine sebep olabilir. Tiamin (thiamineI) eksikliğinde, işte kaybı, zayıflama, nörolojik problemler ve hatta ölüm gerçekleşebilir. Ek olarak, ton balığı fazla yendiğinde civa zehirlenmesine yol açabilir.
Siz çikolatanızı keyifle yerken, size masum masum bakan kedinize neden çikolata vermeyesiniz? Oldukça mantıklı duruyor ama çikolata kedinizin asla yememesi gereken bir şey. Çikolatanın içinde bulunan theobromine isimli toksik madde, kedinizde tümör, düzenli kalp ritmi, ölüm gibi ağır sonuçlara yol açabilir. Beyaz çikolata, bitter çikolataya göre daha az tehlikeli olsa da ikisi de ölümcül sonuçlar getirebilir.
Bir köpek için kemik ne kadar ilgi çekici ise, kedi içinse o kadar tehlikeli. Kemiğin etrafında bulunan çiğ ya da pişmiş yağlar, kusma ve ishal gibi hastalıklara sebep olabilirken, kemiğin kendisi ise kedinizin yerken boğazına takılmasına ve boğulmasına sebep olabilir.
Patetesin içerdiği Glycoalkaloid Solanine isimli toksik madde kedinizin boşaltım sistemlerinde ciddi sorunlara yol açabilir
Belki çok az miktarda ciğer yemek bir şey yapmasa da, biraz aşırıya kaçtığınızda kediniz için tehlikeli sonuçları olabilir. Kediniz, A vitamini bakımından çok zengin olan ciğer yediğinde vücudunda olması gerekenden daha fazla A vitamini birikiyor ve bu da kedinizin kemiklerinin yapısının bozulmasına, dirseklerinde kemik gelişimine ve kemik erimesine sebep oluyor. Her ne kadar ailelerimizden ve izlediğimiz dizilerden akılda ciğer kedi için olmazsa olmaz gibi kalsa da, aman dikkat!
Şeker ve sakız gibi ürünlerde bunun Xylitol (Ksilitolle) dediğimiz madde, kedinizde insülinin çok yükselmesine ve buna bağlı olarak kandaki şekerin çok düşmesine ve karaciğer yetmezliğine yol açar. Bu maddeye maruz kalan kedilerde kusma, uyuşukluk gibi belirtler gözükür ve kısa vadede karaciğer yetmezliği görülür.
evdekidostumuz.wordpress.com 