Kedilerde Mikroçip Zorunluluğu

Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin 21. Maddesine göre Avrupa Birliği ile uyum kapsamında köpek sahiplerine 2021, kedi sahiplerine ise 2022 yılının sonuna kadar besledikleri hayvanlara pasaport alma ve mikroçip taktırma zorunluluğu getirildi.

Uygulamanın en büyük sebebi bilinçsiz hayvan sahiplenilmesinin ve sahipli hayvanların yaptırım olmadan sokağa terk edilmesinin önüne geçmek ve kaybolan dostlarımızın sahibinin kolayca bulunmasını sağlamak.

Mikroçip, özellikle kayıp ya da çalınan hayvanların bulunması için uygulanan elektronik bir sistemdir. Kediniz kaybolduğunda deri altına yerleştirilen pirinç tanesi büyüklüğündeki çip sayesinde herhangi bir veteriner okuyucu cihaz ile sizin iletişim bilgilerinize ulaşır ve kediniz evinize döner. Basit, kalıcı ve zararsızdır, kedi tarafından fark edilmez.

Her gün üzülerek birçok kayıp kedi ilanı gördüğümüz ve birçok dostumuzun bulunamadığı ülkemizde bu kadar basit ve cok da maliyetli olmayan mikroçip yöntemi ile bunların önüne geçmek mümkün! 

Avrupa Birliği içerisinde yıllardır olan bu zorunluluk ertelenir mi bilmiyoruz ama kesinlikle tavsiye ediyoruz.  

Yasa ertelense de ertelenmese de bir sonraki veteriner ziyaretinizde mutlaka veterinerinize danışmanızı ve mikroçip taktırmanızı öneriyoruz.

Siz dostunuza mikroçip taktırmayı düşünüyor musunuz?

Unutmayın, mikroçip kaybolmuş evcil hayvanınızın yuvasına dönebilmesi için büyük şanstır. Kediniz özellikle dışarıya çıkan ve dolaşan bir kediyse.

Mikroçip ile ilgili detaylı bilgiler ve mikroçip ile ilgili sık sorulan sorular aşağıda.

Evcil hayvanlarda Mikroçip nedir?

Dostumuzun derisi altına yerleştirilen pirinç tanesi büyüklüğündeki bir çiptir, okuyucu cihaz ile taranarak, sahibinin iletişim bilgilerine ulaşılır. Pil ya da elektronik herhangi bir güç kaynağına sahip değildir.

Evcil hayvanlarda mikroçip ne kadar süre dayanır? Kullanım süresi ne kadardır?

Kalıcıdır, ömrü dostumuzun ömründen daha uzundur. Yenilenme, bakım gibi işlemler gerektirmez.

Mikroçip takılırken kedinizin canı acır mı? Evcil hayvanınız bayıltılıyor mu?

Hayır, mikroçip takmak için evcil hayvanınız bayıltılmaz. Herhangi bir aşı ne kadar acıtıyorsa, ondan farksızdır. Mikroçip takılırken kedinizin canı acır mı? Evcil hayvanınız bayıltılıyor mu?

Kedilere mikroçip ne zaman takılabilir?

8 hafta ve sonrasında veterinerinizin onay vereceği bir zaman diliminde takılabilir.

Evcil hayvana mikroçipi kendimiz takabilir miyiz?

Hayır, mikroçip kendisine özel bir enjeksiyon yardımıyla uzman bir veteriner hekim tarafından boyun bölgesinde deri altına takılmaktadır.

Evcil hayvanlarda mikroçip maliyetli midir?

Hayır, 2021 yılı itibariyle gördüğümüz kadarıyla 75 tl ve 200 tl arası degişen fiyatlara sahiptir.

Kediniz insan yaşıyla kaç yaşında ?

Evdeki dostunuz eğer bir insan olsaydı kaç yaşında olurdu? Hesaplaması çok kolay!

Sadece iki sayı hatırlamanız gerekiyor: 12 ve 4. Kedinizin ilk 2 yılı her yıl için 12 yıl, sonraki yıllar 4 yıl olarak sayılıyor.

Bizim kedimiz 3 yaşında yani ilk 2 yıl için 12+12 = 24 ve 3. Yılı icin +4 yıl daha 28 yaşında!

Kediniz 4 yaşındaysa 32 yaşında ya da 5 yaşındaysa, insan yaşıyla 36 yaşında olacaktır.

Biraz sasirtici degil mi? Ben oğlum derdim ama kardeşim çıktı 🙂

Sizin kedinizin insan yaşı kaç?

Kediniz asosyal mi, sizden ya da misafirlerden kaçıyor mu?

Bazı kediler yavruyken yaşadıkları travmalar veya sonradan korktuğu şeylerden ötürü asosyalleşip sizden kaçabilir.

  • Bazen içgüdüsel olarak kedilerimizin kaçış noktalarını onlar için daha cazip hale getiriyoruz. Örneğin kaçıp girdiği dolaba bir yatak koyup, oraya gittiğinde rahat etsin istiyoruz. Aslında bu onları kaçış noktalarına daha yatkın hale getiriyor. Bu tip kaçış noktalarını yavaş yavaş bloke etmeye başlamalıyız. Daha kendine güveni yüksek olan yerlerde onu rahat ettirmeye çalışabiliriz.
  • Mama rutini de bu konuda önemli. Eğer kedinizin mamasını kimse görmeden yemesine izin veriyorsanız, bu da korkusunu besleyen bir şey olabilir. Böyle kedilere mama saati koyup, bir süre (yaklaşık yarım saat) yemiyorsa kaldırabilirsiniz. Bir sonraki öğünde de benzer şekilde hareket edebilirsiniz. Yanınızdayken yemeye alıştırmaya çalışın.
  • Sizinle göz teması kurduğunda yavaşça iki gözünüzü kapatıp açın. Bu onlar için rahatlık, güven ve sevgi uyandırır.
  • Düzenli oyun oynayın. Kovala, yakala, ye düzeni genellikle kendilerine güvenlerini arttırmak için en iyi yöntemlerden biridir.
  • Evinize misafir geldiğinde kedinizi bir yere kapatmayın . Misafiriniz bir  hamle yapmasın , kedinizi rahat bırakın. Koklamasına izin verin, sevmeyin. Kaçıyorsa kaçmasına izin verin. Misafirinize mama verdirmek, ödül maması verdirmek hem yabancıya güvenmesi, hem ortaya çıkması için iyi bir opsiyon olabilir.
  • Kedinize salonda hiç yere inmeden yüksekte kalarak tum salonu gezebileceği bir ortam sağlarsanız kendine güveni artacaktır . Altlara saklanması korktuğunu ve güveninin olmadigini gösterir.  Örneğin bizde kapıdan girdiğinde solda konsoldan, masaya, masadan koltuklara, koltuktan tv sehpasına ve oradan tekrar kapıya gelene kadar hep yukarda kalabiliyor. Bunu sağlamak için eşyalar arasına kedi evi, puf gibi eşyalar koyabilirsiniz.

Niçin Kediniz İçin Rutin Önemli?

Kediniz hep belli saatlerde mi uyuyup uyaniyor? Veya uyaninca belli sırayla evin belli yerlerini mi geziyor? Belli saatlerde evin belli yerlerinde mi yatıyor?

Kediler, alışkanlık ve rutinleri sayesinde gelişen hayvanlardır. Çok büyük kısmının her gün takip ettikleri bir programı vardır. Bizim için bu belki sıkıcı gelebilir, ancak onlara kendilerini güvende ve rahat hissettiren budur. 

Bazı araştırmalar gösteriyor ki, kediler rutinleri bozulduğunda fiziksel olarak bile etkilenebiliyorlar. Kediniz için aşağıdaki konulara dikkat ederek onu çok daha güvende ve öutlu hissettirebilirsiniz: 

  • Mama saatlerini sabit tutun. Bu hem onu sakinleştirecek, hem de sindirimini düzenleyecektir.
  • Oyun saatlerini doğru planlayın ve her gün sabit tutun. Mamadan hemen önce olabilir, oyundan sonra avını yakalayıp yemek, doğasına en yakın rutindir.
  • Sürekli evdeyseniz, kendi rutininizi de mümkün olduğunca sabit tutabilirsiniz. Kediniz sizin programınız çerçevesinde alışkanlıklar oluşturur.
  • Sizce çok büyük olmayan değişiklikler onun için zor olabilir. Mama markasını, mama ve uyku saatlerini, evdeki eşyaların yerlerini değiştirirken adım adım rutinine eklemesine izin verin.

Sizin kedinizin ne gibi rutinleri var?

Kedi Mama Kabı Nasıl Olmalı?

Kedilerimiz günlük hayatında mama ve su kapları, bir çoğumuz detaylı düşünmese de önemli yer tutuyor.

Gelin koşula göre nasıl bir mama kabı seçmeliyiz, nereye koymalıyız bakalım.

Mama ve Su Kabı Hangi Malzemeden Olmalı?

  • Plastik: Ucuz olması plastik kapları en çok tercih edilen kaplardan biri yapıyor ancak çabuk çizilebilmesi, daha zor temizlenmesi ve bakteri oluşumuna daha müsait olması sebebiyle lütfen plastik kabınız varsa değiştirin. Kaliteli ve sağlıklı plastik kap bulmak daha zor bir durum.

  • Seramik / Cam: Seramik kaplar daha sağlıklı alternatiflerden ancak bunu da güvenilir bir yerden almanız lazım ki üzerindeki boyanın zararlı olmadığına emin olun. Ek olarak kediniz hareketli ve koşturan bir kediyse, seramik kaba çarpıp kırma olasılığı olabilir.

  • Paslanmaz Çelik: Bizce en iyi kap türü. Hem daha dayanıklı hem temizliği kolaydır. Bu kaplar seramik kapların aksine kırılmaz kaplar olduğu için çatlama, kırılma, boyası dökülme gibi tehlikeleri yoktur ve daha uzun süre kullanılabilir. Özellikle dışarda kedi besliyorsanız, hava koşullarına dayanım açısından kesinlikle tavsiye ederiz.

Mama Kabı Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Kap çok derin olmamalı, olabildiğince geniş olmalı ki kediniz mamasını yerken bıyıkları mama kabının kenarlarına değmesin.
  • Mümkünse yerden hafif yüksek kaplar ergonomik açıdan daha iyidir ki genelde kedinizin ağzının hemen midesinin yukarısında kalarak mama yemesi tavsiye edilir.
  • Seramik kaplarda bahsettiğimiz gibi kırılmaması açısından çok hafif olmaması ve mümkünse kaydırmaz tabanı olması mama kabı için en önemli etmenlerden.
  • Bu kapları gün aşırı yıkamalı ve temizliğine önem vermeliyiz hele ki yaş mama veriyorsak ama yıkadıktan sonra tek bir damla kalmayacak şekilde çok iyi kurulamaya özen gösterin.

Mama ve Su Kabı Nereye Konmalı?

  • Daha önce yaptığımız bir ankette takipçilerimizin yarısının mama, su kabı ve tuvalet kumlarının yan yana olduğu cevabını almıştık. Bu kedilerimiz için istenmeyen bir durum. Biz nasıl yemeğimizi tuvalette yemek istemiyorsak, evdeki minik dostumuz için de tuvaletinin dibinde su ve mama kabı aynı hissiyatı yaratacaktır dolayısıyla tuvaleti ve kapları farklı yerlerde olsun.

  • Kediler yemek yerken savunmasız olduklarından bir yandan da etrafı kolaçan etmeyi severler ama mahremiyete de önem verirler. Dolayısıyla evinizde koridor varsa koridorun köşesi en iyi opsiyon olacaktır hem ayak altı değil hem de tüm eve hâkim olabilir. Odaların en dip köşeleri bu açıdan çok sağlıklı olmayabilir.

Siz nasıl mama kabı kullanıyorsunuz? Evinizde nereye koyuyorsunuz? Yazın, konuşalım!

Basit bir konu gibi gözükse de günlük yaşamda kedilerimiz için önemli bir konu. Umarız faydalı olmuştur.

Kediniz Kustuğunda Yapmanız Gereken 5 şey

Evdeki can dostumuzun kusması tatsız ve üzücü bir durum ama sıklıkla başımıza gelebiliyor. Kedimiz kustuğunda ne yapmamız ve nelere dikkat etmemiz gerektiğini onun iyiliği için iyi bilmemiz gerekiyor.

Öncelikle kediler neden kusar dersek, fazla tüy yutmaktan, gıda alerjisine, zehirlenmeden, yabancı cisim yutmaya ya da sindirme problemlerine kadar birçok sebepten dolayı kusabilirler. Buna başka bir yazıda değinebiliriz.

Gelin kedimiz kustuğunda yapmamız gerekenlere bakalım.

5 Adımda Kedimiz Kusarsa Ne Yapmalıyız?

  1. Öncelikle kusma sebebini tespit etmemiz gerekiyor. Kusmuğuna iyi bir şekilde bakarak içinde yabancı bir cisim olup olmadığına bakın.

    Plastik vb. yabancı parçalar görürseniz, geri kalanının vücudunda organlarında tıkanma durumuna karşı acilen veterinere götürmekte fayda var.

    Tüy yumakları görürseniz kedinizi daha sık taramanızın ve kedi maltı vermenin zamanı gelmiş demektir. Bloğumuzda kedi tüy sağlığı ve bakımı ile ilgili postumuzu bulabilirsiniz.

    Eğer yeni mama değişikliği yapmışsanız ya da farklı bir besin vermişseniz, sebebinin o olma ihtimali çok yüksek. Bazen dostlarımız farklı içeriklere karşı alerji geliştirebiliyorla


  2. Kedinizin kusmuğunda olağan dışı bir şey yoksa, kusma sonrası 2 saat hiçbir şey vermeyin, su ve yemeğini ortadan kaldırın.


    2 saat sonunda su verin, az ama sık sık su içmesi susuz kalmaması açısından önemli.


  3. Eğer su içtikten sonra kusmuyorsa, yarım saat sonra midesini rahatlatmak ve olası zehirlenmeye karşı korumak için1 yemek kaşığı yoğurt verin. Yoğurdun -mümkünse ev yapımı- kesinlikle oda sıcaklığında olduğuna çok dikkat edin.


  4. Eğer hala kusmamaya devam ediyorsa, mamasını ufak ufak porsiyonlarla vermeye başlayabilirsiniz.


  5. Kediniz su içtikten ya da yoğurt yedikten ya da mama yedikten sonra kusmaya devam ediyorsa, tehlike çanları çalıyor demektir.

    Bu noktada kedimizin hareketliliği ve iştahı bizim için en önemli 2 faktör.

    Normale göre daha hareketsiz ve halsizse, keyifsiz duruyorsa ve daha da önemlisi verdiğiniz yoğurt, mama vb. şeyleri yemiyorsa ya da istemiyorsa o zaman acilen veterinere gitmeniz gerekiyor.

    Eğer yeme isteği yerinde ve hareketli olmasına rağmen kusmaya devam ediyorsa ve 24 saat geçmesine rağmen durmamışsa, yine aynı şekilde acilen veterinere gitmeniz çok önemli. Eğer kusma sıklığı çok sıksa gün geçmesini beklemeden veterinere gitmenizi tavsiye ederiz.

Yaş mama alırken nelere dikkat etmeliyiz?

Daha önce yaş mamaların dünyada yaygınlığından ve yaş mamaya olan ön yargının ülkemize göre az olduğunu söylemiştik. Kuru mamayı sevmeyen kediler için ya da az su içen kediler için haftada 2-3 kez yaş mama takviyesi sağlıklı ve etkili olabilir.

Üstelik lezzetli tadıyla, kedinize ilaç vb. içirmeniz gerektiğinde yaş mamaya karıştırıp içirebilirsiniz.

Ülkemizde maalesef yaş mamaların çok kaliteli olmadığını söylemiştik, peki nelere dikkat edeceğiz?

Protein Oranı: Kedilerimiz enerji kaynağı olarak karbonhidrat değil, protein ve yağ kullandığı için protein ve yağ oranı yüksek yaş mama gerekiyor. Kuru mamalarda protein oranı %30-%40 arasıyken yaş mamalarda %9 gibi oranlar görmek şaşırtmasın çünkü yaş mamaların çoğunluğu su olduğu için orana bakarken kuru içerikteki oranı hesaplamamız yani yazan protein oranını, 100’den içindeki nem oranını çıkartarak, çıkan sayıya bölmeliyiz.

Örneğin yaş mama etiketinde %9 protein, %76 nem yazıyorsa, 9’u %100-%76=%24’e bölerek kuru içerikte protein oranının %%37,5 olduğunu bulabiliriz. Hatırlayın, kuru mamalarda en az %30 protein oranı olmalı demiştik.

Protein Kaynağı: Kuru mamadaki gibi kaynağın ağırlık olarak hayvansal olması ve bunun da olabildiğince net olması lazım. Örneğin çok satan yaş mamaların birinde protein kaynağı “et ve hayvansal türevler” gibi ne olduğu belirsiz ve sadece %4’ü sığır eti. Kedimiz için kalitesiz bir kaynak!

Önemli olan orandan çok kaynak diyerek olabildiğince “et ve türevleri” gibi kaynaklardan kaçıp, tavuk göğsü, balık, kuzu gibi net kaynaklara yönelmeliyiz. Soya, nohut gibi sebze proteinlerinden kaçmalıyız.

Katkı Maddeleri: Popüler yaş mamalardan birinde şeker olduğunu biliyor muydunuz? Şaşırtıcı ama kedimize zararlı şekerin olmamasına dikkat etmeliyiz.

Üzerinde “kediler için tam / dengeli yaş kedi maması” yazmalı yani bu kediniz sadece bunu yediğinde yeteri kadar beslenebiliyor demek. Bazılarında “ek destek” yazar, bunlardan uzak duruyoruz ama tabii ki tam yaş kedi maması yazması içerisinde şeker ya da kalitesiz protein olabileceğini değiştirmiyor.

Hem kuru hem yaş mama alırken lütfen etiketi okuyun ve dikkat edin!

Gelin örnek bazı yaş mamaları inceleyelim.

Purina Gourmet Gold Kıyılmış Sığır Etli Konserve Yaş Kedi Maması 85 Gr

Ürün tanıtımına baktığımızda “Kediler için, kıyılmış gerçek etle özenle hazırlanmış, pürüzsüz, sığır etli konserve kedi mamasıdır” yazılmış olduğunu görüyoruz.

Gelin içeriğine bakalım.

İçerik: Et ve et türevleri (% 4 sığır eti), sebze kaynaklı ürünler, mineraller, çeşitli şekerler.

Bileşenler:

Protein % 11, yağ, % 7, ham selüloz % 0,1, su % 77, inorganik madde % 3, vitamin A 1,440 IU/kg, vitamin D3 220 mg/kg, demir 10 mg/kg, iyot 0,2 mg/kg, bakır 0,9 mg/kg, mangan 1,9 mg/kg, çinko 10 mg/kg, koruyucular.

Yorum:

Önce kuru içerikteki protein oranını hesaplayalım. Kuru Protein Oranı = Protein Oranı / (100-Nem/Su oranı) = 11 / (100%-77%) = %47. Gayet yüksek ve iyi bir oran ama sıra şimdi protein kaynağında.

Protein kaynağına bakarsak “et ve et türevleri” gibi ne eti ve etin hangi parçaları olduğunu anlayamadığımız bir protein kaynağı. Üstelik sığır etli denilen bir mamanın hayvan protein oranının sadece %4’ü sığır eti! Ve içindekilere baktığımızda şeker olduğunu görüyoruz.

Sonuç olarak kişisel olarak ben bu mamayı kullanmam.

N&D Ocean Ton Balığı Mürekkep Balıklı Karidesli Kedi Konservesi 80 Gr

Gelin içeriğine bakalım.

İçerik: Ton balığı (55%), mürekkep balığı (10%), karides (5%), balık yağı, hayvansal yağ, frukto-oligosakkaritler, kondroitin sülfat, glukozamin, vitaminler, mineraller.

İlaveler: Vitamin A 4800IU; D3 Vitamini 320IU; E Vitamini 160mg; Kolin klorür 501 mg; Çinko (Metiyoninin hidroksi analogunun çinko şelatı): 36 mg; Manganez (Metiyoninin hidroksi analogunun manganez şelatı): 6.8 mg; Demir [Glisin hidratın demir (II) şelatı]: 16.8 mg; Bakır (Metiyoninin hidroksi analogunun bakır şelatı): 2.9 mg; DL-metionin, teknik olarak saf 1500mg; Taurin 800mg; L-karnitin 50mg.

Bileşenler: Nem 76.00%; ham protein 15.00%; ham yağ 4.00%; ham lif 0.40%; ham kül 3.30%.

Yorum: Önce protein oranını hesaplayalım. Aynı hesap yöntemiyle protein oranını 15 / (100%-76%) = %62 olarak buluyoruz. Gayet iyi, şimdi sırada içerik var. İçeriğe bakarsak tam istediğimiz gibi olabildiğine açık ve net kaynaklar, proteinlerin çok büyük ağırlığı (70%) hayvansal protein ve içerisinde şeker yok. İlavelere bakarsak da kedilerimizin ihtiyacı olan çinko, vitamin A, E, D, demir, taurin gibi içerikleri de görebiliyoruz.

Kesinlikle favori yaş mamalarımdan biri diyebilirim.

Kediniz yeteri kadar su içiyor mu?

Hepimiz kedilerin su içmeyi çok sevmediğini biliyoruz. Halbuki evdeki dostlarımızda çok sık görülen böbrek hastalıklarının en temel sebeplerinden biri yeterli su içmemesi oluyor ve bu konuda kesinlikle çok dikkatli olmalıyız.  Derisinin esnek olması, tüylerinin sağlıklı şekilde parlaması ancak yeterli su alımında olabiliyor.

Ülkemizde genelde kalitesiz yaş mamalardan dolayı ağırlık kuru mama tercih edildiğini ve kuru mamada su oranının çok az olduğunu düşünürsek özellikle bizler için tehlike çanları çalıyor.

Kediler neden az su içer?

Kedilerin neden suyu sevmez dersek, genelde bunun iki ana sebebi var:

  • Doğada beslendiği av hayvanlarının vücudunun çoğunluğu su olduğu için iç güdüsel olarak su kaynağı arama, bulma ve su içme gibi dürtüleri yok,
  • Hayatta kalma iç güdüsü ile akan kaynakları daha temiz ve sağlıklı kabul edip, duran su kaynaklarına kuşkuyla yaklaşmaları. Dolayısıyla evdeki kaba koyduğunuz su onun için çok da sağlıklı olmayabilecek bir duran su kaynağı.

Kediler günde ne kadar su içmeli?

Genelde tavsiye edilen kilosu başına 50-60 ml su içmesidir yani ortalama 4-5 kg olan bir kedide 250-300 ml, bir su bardağından biraz daha fazlası diyebiliriz. 4 kilo olan bir kedi 200 ml den az içiyorsa bunu mutlaka arttırmanız gerekiyor.

Öncelikle kedinizin su kabına koyduğunuz suyu ölçerek koyun ve günde ne kadar içtiğini mutlaka takip edin.

Kedinizin su içmesini nasıl arttırırsınız?

  • En etkili ve işe yarayan yöntem kesinlikle su şelalesi kullanmak. Piyasada birçok markanın farklı fiyatlarda su şelaleleri mevcut. Burada dikkat etmeniz gereken şey aldığınız şelalenin filtresi olması ve filtrelerin değiştirebilir olması. Filtre suyun temizliği, salyaların filtre edilmesi ve olası bir ağız hastalığının tekrar tekrar bulaşmaması için önemli.

    Evet biraz pahalı olabilir ama unutmayın 6-7 yaşına geldiğinde yaşayabileceği böbrek rahatsızlığının maliyeti bugün harcayacağınızdan çok daha yüksek olacak.

  • Su kabı kullanıyorsanız kabın seramik olduğundan, içindeki suyu günde 2-3 kez değiştirdiğinizden, suyun taze ve sağlıklı olduğundan emin olun. Unutmayın bakteriler çok çabuk üreyebiliyor. Ek olarak musluk suyu kediniz için çok klorlu ve çok mineral yoğunluklu olabilir, lütfen bizim gibi kendi içtiğiniz içme suyunu verin. Kediler içme suyunu, musluk suyuna göre genelde daha çok tercih ederler.

  • Özellikle yaşlı kedilerde bu durum kendini daha sık gösterdiği için verdiğiniz kuru mamayı su ile ıslatabilir böylelikle su alımını arttırabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken ıslattığınız kuru mamayı hemen yemesi yoksa mama bozulacaktır. Eğer kedinizin önüne kuru mama koyuyor ve tüm gün mama orada kalıyorsa o mamayı ıslatmayın.

  • Haftada 2-3 kez günlük yediği kuru mamaya yaş mama ekleyerek, yaş mamanın içeriğinde %80 oranında bulunan sudan faydalanmasını sağlayabilirsiniz.

Yaşlı Kedi Bakımında Dikkat Etmeniz Gereken 5 Unsur

Evdeki dostlarımızın ortalama 15-16 yıl ömürleri olabiliyor. Kedi sahipleri olarak, kedilerimizin sağlıklı ve uzun yaşamı için özellikle 7-8 yaşlarını geçtiğinde dikkatli olmamız ve onlara ekstra yardımcı olmamız gerekiyor.

Yaşlı Kedilerin Bakımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

  1.  Veteriner ziyaretlerinizi sıklaştırın. Yaşlanan kedilerde davranış değişiklikleri bir anda gerçekleşebilir, bu da bir rahatsızlığa işaret ediyor olabilir. Yakından gözlemlemeniz, en ufak farklı bir davranış gördüğünüzde hemen veterinerinize danışmanız önemli. Yaşlı kediler nasıl beslenmeli sorusunun tek bir doğru cevabı yok, sağlık dDurumuna göre veterinerinizle birlikte uygun mama seçmeyi unutmayın. Özellikle 10 yaş ve sonrası kedilerde diş ve diş eti problemlerinin görülmeye başladığı yıllardır. Veterinerinizden nasıl kontrol etmeniz gerektiğini mutlaka öğrenerek, düzenli kontrol edin.

  2.  Su alımını arttırmaya çalışın. Kediler fazia su içmezler, yaşlandıklarında bu gittikçe daha büyük bir sorun haline gelebilir, özellikle böbrek sağlığı için. Yaşlandıkça kedinizin kuru mamasına su karıştırın, daha sık yaş mama verin, sürekli yaş mama veriyorsanız içerisine su karıştırın. Bununla beraber kullanmıyorsanız su şelalesi kullanmanız su içmesini arttıracaktır.

  3. Duyularının azalmaya başlaması strese sokabilir. Duyma ve görme duyularını sıkça kontrol edin. Özellikle görmesinde azalma varsa, karanlık çok büyük bir stres yaratacaktır, ışıkları tamamen kapatmayın, az da olsa aydınlığa izin verin.

  4. Evinizde bazı fiziksel değişiklikler yapmak onu mutlu edecektir. En sevdiği yatak veya en çok zaman geçirdiği yerler yüksekse, inip çıkmakta zorlanabilir, canı yanabilir veya zarar görebilir. Kolay çıkıp inebileceği rampa, basamak gibi opsiyonlar olsun. Daha fazla sıcak sevmesi normal, biraz daha sıcak bir ortam sağlamak önemli. Hareketliliği azaldıkça kum kabının üstünü açık ve kenarlarını alçak kullanabilirsiniz, girip çıkması kolay olur.

  5. Önceki yazımızda yazdığımız gibi kedinizle her yaşta düzenli olarak oynamanız onu enerjik, canlı ve iç güdülerini tatmin edilmiş tutar. Eskisi kadar hareket etmese de sadece gözüyle takip etmesi, az da olsa aktifleşmesi çok önemli.

Neden Kedinizle Her Gün Oyun Oynamalısınız?

Dostlarımızda avlan-yakala-öldür-ye doğal iç güdü vardır ve bunu günlük olarak tatmin etmek ister, enerji üretirler. Hem içgüdülerini doyurmak, hem de sakinleşmelerini sağlamak için oyun oynamalıyız. Yoksa koltuklarla ve sizle daha fazla uğraşacaktır 🙂

Kediler, uzun süreli mesafe koşmaktansa, hızlı ve kısa hareket etmeye anatomik olarak daha uygundur. Doğada avlandığı şekli hatırlayın, saatlerce bekler, avlarını izler, tek ve hızlı hareketle avlar. 1 yaşını geçmiş bir kediden, 5 dakika durmadan koşmasını bekleyemeyiz.

Bunu yansıtacak bir oyun oynatmalıyız. Kedim oynamıyor demeyin. Sadece gözüyle takip etmesi, kuyruğunu sağa sola sallaması bile aslında oynadığını gösterir. O zaman gelin kediyle nasıl oyun oynanır birlikte bakalım.

Kedimizin İlgilenmesi için Nasıl Oynamalıyız?

📌 Kedi oltası, doğadaki avını (kuş) en iyi taklit eden oyuncak olduğu için kedi oltası ile oynamanızı tavsiye ederiz. (Unutmayın, eliniz bir oyuncak değil!)

📌 Kedi oltasını küçük ya da sadece dikey hareketlerle değil, bir kuşun uçtuğu gibi kullanmalıyız. Hem dikey, hem yatayda hareket ettirmeli, yön değiştirmeli, geniş hareketler yapmalıyız. Arada bir mobilyanın, kapının/koltuğun arkasına saklarsanız kedinizin ilgisinin arttığını göreceksiniz. Atlayıp zıplamıyor diye oynamadığını düşünmeyin, gözüyle takip ediyorsa oynuyor, avlanmaya hazırlanıyor demektir.

📌 Hazır olduğunda atlayacak, ilk sefer atladıktan sonra yakalamasına izin vermeyin, 2. veya 3. seferde izin verin. Avla biraz zaman geçirmesine izin verin (1-2 dakika) ve sonra yine aynı şekilde tekrar oynayın. Bu şekilde 2 veya 3 tur oynarsanız yorulacaktır.

📌 Kediniz avını güzelce yakaladı. Doğada bu noktada sıra yemeğe geliyor. Eğer bu noktada biraz mama verirseniz içgüdülerini tatmin etmiş olursunuz. Muhtemelen yemek sonrasında da kendini temizleyip uyuyacaktır 🙂

📌 Günde 15-20 dakika, mümkünse aynı saatlerde bu şekilde oynayabilirsiniz. Eğer bu bir rutin olursa, bir noktadan sonra kedinizin heyecanla oyun saatini beklediğini göreceksiniz!

Bazı kediler daha yatkınken, bazılarının dikkatini çekmek daha uzun sürebilir, sıkıcı veya yorucu olabilir. Ama unutmayın ki kedinizle oyun saati, sizin eğlenmeniz için değil, onun için.

Sabırlı olun!